Yükleniyor...

Cumhurbaşkanlığı Sözcümüz Kalın, Türkiye-İsveç-Finlandiya toplantısını değerlendirdi

 

Cumhurbaşkanlığı Sözcümüz İbrahim Kalın, Türkiye-İsveç-Finlandiya Daimi Ortak Mekanizma Toplantısı'nın genel olarak olumlu bir havada geçtiğini belirterek, "Madrid'de imzalanan mutabakatın tam manasıyla kamil bir şekilde uygulanmasını bekliyoruz. Temel beklentimiz bu. Bu gerçekleştiği oranda iki ülkenin NATO üyelik süreci olumlu bir yönde ilerleyecektir." dedi.

Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasındaki Üçlü Muhtıra çerçevesinde kurulan "Daimi Ortak Mekanizmasının" üçüncü toplantısı, Brüksel'deki NATO karargahında gerçekleştirildi.

Toplantının ardından Türk basın mensuplarına açıklama yapan Kalın, heyette Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatından yetkililerin bulunduğunu söyledi.

Kalın, ilk olarak NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüştüğünü, NATO'nun Türkiye'deki depremlerden sonra yaptığı katkılar dolayısıyla teşekkür ettiklerini, katkıların devamı konusunda taahhüt aldıklarını, ayrıca güncel güvenlik meseleleriyle Ukrayna'daki savaşı ele aldıklarını ifade etti.

Türkiye, İsveç ve Finlandiya Üçlü Mekanizma toplantısını 2 ay kadar önce yapmayı planladıklarını ancak İsveç'teki Kur'an yakma hadisesi sonrası bunu ertelediklerini hatırlatan Kalın, Stoltenberg'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesindeki ricası üzerine bunu canlandırdıklarını dile getirdi.

Kalın, "Genel olarak toplantının olumlu bir havada geçtiğini ifade edebilirim. Biz özellikle bugüne kadar dile getirdiğimiz Türkiye'nin güvenlik kaygılarının ve beklentilerinin altını bir kez daha hem İsveçli hem Finlandiyalı mevkidaşlarımızla çizdik. NATO Genel Sekreteri de bu toplantının bir kısmına katıldı ve burada da beklentilerimizi açık şekilde ifade ettik." dedi.

Terörün hiçbir türü arasında ayrım yapmadan kararlı mücadelenin temel olduğunu baştan beri söylediklerini hatırlatan Kalın, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin güvenlik kaygıları aynı zamanda NATO'nun güvenlik kaygılarıdır. Biz nasıl diğer NATO ülkelerinin ve NATO üyesi olmayan dost ve müttefik ülkelerin güvenlik kaygılarını ciddiye alıyor, karşılaştıkları tehditlere karşı derhal amasız ve fakatsız adımlar atıyorsak ayrı şekilde müttefiklerden ve diğer dost ülkelerden de Türkiye'nin güvenlik kaygıları konusunda benzer adımlar atmalarını beklemek en doğal hakkımız. Bu çerçevede PKK/PYD/YPG ve FETÖ yapılanmasıyla ilgili İsveç ve Finlandiya'daki durumu tekrar değerlendirdik. Burada geçtiğimiz süreç içinde atılan bazı adımların memnuniyet verici olduğunu, bazı alanlarda ilerleme sağlandığını kaydettik ve bu alandaki çabaları ve çalışmalardan dolayı da muhataplarımıza memnuniyetimizi ifade ettik. Ancak tabii ki süreç henüz bitmiş değil. PKK/PYD/YPG, FETÖ ve bunların birtakım paravan örgütleriyle ilgili bu ülkelerdeki çalışmalar bundan sonra da devam edecek. Özellikle terörizmin finansmanı, eleman devşirilmesi, terörizmin propagandasının yapılması ve şiddete teşvik edilmesi yönündeki eylemlerin önlenmesi için gerekli hukuki, adli idari, istihbari adımların atılması yönündeki beklentilerimizi de ifade ettik."

İsveç'in yeni bir terörle mücadele yasası hazırladığı, bunu İsveç hükümetinin kabul ettiğini hatırlatan Kalın, "Bunun bizim açımızdan memnuniyet verici olduğunu ifade ettik. Bu yasayla birlikte terörle mücadelede daha etkin bir konumda olacaklarını İsveçli mevkidaşlarımız zaten dile getiriyorlar. Biz bu yasanın yürürlüğe gireceği 1 Haziran'dan sonra da o tarihe kadar da terörle mücadele, PKK/PYD/YPG ve FETÖ benzeri yapılarla ilgili atılacak adımları yakından takibe devam edeceğiz." diye konuştu.

Kalın, bir terör örgütünün bulunduğu ülkeyi değil başka bir ülkeyi hedef almasının asla bu terör örgütüne göz yumulmasını gerektirmeyeceğini, örgütlerin paravan yapılarına karşı detaylı bilgi paylaşımı yaptıklarını, Türkiye'nin ilgili birimlerinin mevkidaşlarıyla detaylı bilgi alışverişinde bulunduklarını, bu isimler ve dosyalar üzerinde çalışmaların birlikte süreceğini vurguladı.

"Madrid'de imzalanan mutabakatın tam manasıyla kamil bir şekilde uygulanmasını bekliyoruz." diyen Kalın, şunları söyledi:

"Temel beklentimiz bu. Bu gerçekleştiği oranda iki ülkenin NATO üyelik süreci olumlu bir yönde ilerleyecektir. Biz prensipte NATO'nun genişleme politikasını destekliyoruz. İttifakın özellikle müttefiklerin güvenlik kaygılarının giderilmesi ve bir güvenlik şemsiyesi altında toplanması noktasında çok hayati bir rol oynadığını biliyoruz. Küresel güvenlik mimarisinin giderek daha kırılgan ve tehlikeli hale geldiği bu dönemde üyesi olduğumuz ve son derece önemli roller üstlendiğimiz NATO'nun da bu süreçte kritik roller oynamaya devam edeceğinin farkındayız. Geçmişte olduğu gibi biz prensipte NATO'nun genişleme politikasını hep destekledik. Geçmişte başka ülkeler yeni üyelerin kabulünde çok uzun süren oyalamalar, bekletmeler yapmışlardı. Yunanistan'ın Kuzey Makedonya'nın üyeliği konusunda takındığı tavrı kastediyorum. 9-10 yıl süren sadece bir isim meselesinden kaynaklanan süreçler yaşandı. Biz bu tür şeylere mahal vermedik. Sadece gerçek, sahici somut güvenlik kaygılarımızı dile getirerek bu yöndeki beklentilerimizi ifade ettik. Finlandiyalı ve İsveçli mevkidaşlarımız da bu konuda olumlu adımlar atıyorlar ama daha fazlasının yapılması gerektiğini kendileri de ifade ediyorlar. Bu, bir süreç. Bundan sonra da bunun idari, adli, istihbari boyutlarıyla birlikte takibine devam edeceğiz."

Kalın, Daimi Ortaklık Mekanizmasının bir sonraki toplantısının yakın vadede yapılması konusunda mutabık kaldıklarını, yer ve tarih konusunun gelecek günlerde belirleneceğini bildirdi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcümüz İbrahim Kalın, İsveç ve Finlandiya'nın NATO sürecinin birlikte mi ayrı ayrı mı işleyeceği konusundaki hız, kapsam ve genel çerçevenin bu ülkelerin atacağı adımlara bağlı olduğunu söyledi.

Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasındaki Üçlü Muhtıra çerçevesinde kurulan "Daimi Ortak Mekanizmasının" üçüncü toplantısı Brüksel'deki NATO karargahında düzenlendi.

Toplantı sonrasında Türk gazetecilere açıklama yapan İbrahim Kalın, Finlandiya ve İsveç'in üyelik süreçlerinin birbirinden ayrı yürütülmesiyle ilgili soru üzerine "Sürecin bundan sonra nasıl işleyeceğini, birlikte mi, ayrı ayrı mı, önce birinin sonra diğerinin mi gireceği konusundaki hız, kapsam ve genel çerçeve biraz da bu ülkelerin atacağı adımlara bağlı." dedi.

Kalın, gelecek günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vereceği talimat doğrultusunda bu seçenekleri değerlendireceklerini, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve bazı NATO müttefiklerinin böyle bir beklentisi olduğunu aktardı ve şöyle devam etti:

"Zaman zaman bizim önümüze konan zaman tahditlerinin ve baskısının bizim için geçerli olmadığını tekrar ifade etmek isterim. Burada Türkiye'den kaynaklanan bir oyalama geciktirme söz konusu değil. Mesele Türkiye'nin somut olarak ortaya koyduğu güvenlik kaygılarının giderilmesiyle ilgili. Bu alanlarda mesafe alındığı müddetçe biz NATO üyelik sürecine ve Finlandiya ve İsveç'in üyeliklerinin onaylanmasına daha da yaklaşırız ama buralarda gecikme şu veya bu sebeplerle birtakım gecikmeler, aksamalar olursa bu süreç elbette uzar. Temmuz ayında yapılacak NATO Zirvesinin zaman zaman önümüze bir son tarih gibi konduğunu biliyorum ama biz NATO ittifakının güçlendirilmesi konusunda bugüne kadar nasıl yapıcı bir tutum içinde olduysak bundan sonra aynı tutum içinde olmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki günlerde haftalarda bu ülkelerin atacağı adımlar bu işin seyrini, hızını belirleyecek. O yüzden şu anda kesin bir şey söylememiz mümkün değil."

Kalın, İsveç'te hazırlanan terörle mücadele konulu yasa tasarısının ertelenmesi hakkındaki soruyu yanıtlarken de şunları dile getirdi:

"Bugün hükümet tarafından kabul edildi. İleri bir tarihte parlamentoya sunulacağı ama parlamentoda da büyük bir sorunla karşılaşmayacaklarını İsveçli mevkidaşlarımız bize ilettiler. Bu sürecin hızı bundan sonra artık onların alacağı kararlara, atacağı adımlara bağlı. Bu terörle mücadele yasası yeni haliyle parlamentodan geçtikten sonra bile 1 Haziran itibarıyla yürürlüğe gireceği için büyük ihtimalle o tarihten sonra terörle mücadele konusunda hem adli hem hukuki hem de idari manada daha hızlı adımlar atabileceklerini kendileri ifade ediyorlar. Bizim açımızdan kendileri bu süreci ne kadar hızlandırabilirse o kadar iyi olur ama bizim açımızdan bu bizim koyduğumuz bir tarih değil. O kendilerinin koyduğu bir tarih. Biz de bu süreci yakından takip edeceğiz."

join us icon
SEN DE ARAMIZA KATIL Gücümüze Güç Katalım.